Nihat Altun ve Fecri Polat yazdı:
Aşk, ölüm, özlem, ayrılık, göç vb kavramları şiirine konu edinen şair,
duygu ve düşüncelerini sağaltırken toplumsal gerçeklik çizgisinden
taşırmamıştır şiirini hiçbir zaman. İçinde doğup büyüdüğü çorak coğrafyanın
acıları, yoksunluğu ve yoksulluğu, baskı, zulüm dizelerinde sıkça rastladığımız
hususlardır. Şair varoluşunu salt birey olmanın ötesinde farklı bir
yörüngenin (toplumsal gerçeklik) sınırlarına kurmuştur. Her kelimesi farklı bir
ses, her dizesi farklı bir biçim, her şiiri farklı bir yaşamdır...
Onun şiiri,
Tendürek'in asi yellerinden
Murat suyunun coşkunluğundan
Ağrı'nın heybetinden
senelik ayakkabılı, üç numara tıraşlı
esmer, yağız, hoyrat, asi çocukların çığlıklarından
ses alan bir nehir gibi akar
yürekten yüreğe...
Onu şiiri,
yüreğimizin bam teline düşen
sımsıcak bir köy türküsünün esrikliğidir...
Onun şiiri yaşamdır, sımsıcaktır,
hepimizden bir parça serpilmiştir içresine
damla damla, kar kar, usul usul...
12.10.2013
Nihat Altun
Şairin Soluğu: ''Hep Sonbahar Gibidir''
Bazen umutlarım solar, bir süre hiç kalem oynatamam. Sanırım bu üç beş
kelam yazmayı başarabilen herkesin başına zaman zaman gelir. Sonra, öyle anlar
olur ki; "kalk bre densiz" der. "Kalk uyuma zamanı değildir.
Daha umudunu besleyecek çok şey var hayatta! Kalk da bir bak etrafına, ardınızdan
gelenler neler yapıyorlar. Solmaya yüz tutmuş çiçeklere nasıl da can
veriyorlar…"
Sonra başını kaldırırsın ve hiç uzaklara gitmene gerek yoktur. En
yakınında yanı başında bir filiz yeşermiştir. Genç bir şairin soluğunu hemen
ensende hissedersin ve dizeleri seni ürpertir, sana güven verir, geleceğin
solmaz umutlarında…
Evet, işte bu hafta bana umut veren bir gelişme de, yeni bir soluk, genç
bir şair olan "Kamuran Demir”in Sokak Kitapları Yayınları'ndan çıkan
"Hep Sonbahar Gibidir" isimli şiir kitabı oldu. Genç şairimizin ilk
kitabı. Fakat dizeleri, bu genç yeteneği sanki yıllardır okuyormuşsunuz hissini
uyandırıyor insanda…
Hemen her anını şiir kadar güzel ve ince geçiren yetenekli bir
arkadaşımız. Ben bir okuyucu olarak kendisinin şiirlerinden büyük haz duyduğumu
belirtmek isterim. Fakat kendimi kitabı değerlendirecek kadar yetkin
bulmadığımı da söylemeliyim. O nedenle kitabın değerlendirmesini şiir konusunda
yetkili isimlere bırakıyor ve bu günü yazdığı kitabıyla güzel kılan sevgili
Kamuran’ın bir şiiriyle bu güzel güne devam ediyorum:
Zakkum-1
çalınmış,
salınmış baharlardan geldim bu sevda karasına
……….ki alnım bir gül bohçasında……….
bir destmal
yayla kızlarının/
koyarlar gönlümün en onulmaz yarasına
kanar
durur
sonbahar…
çünkü ben/yağmur yağdığı zaman
titrek bir mum ışığı gibi aşkı anarım
çünkü ben/karlar eridiği anda
ırak bir yolcu ararım
ki hep
gider
gider… dönmek nedir bilmez!
ben
zakkum koklamışım heyhat
sevda zakkumudur
yaşam zakkumudur!
burnumda çocukluktan kalma bir türkü tüter
kim bilir söyleyeni
belki Şivano’dur
belki Dengbêj Şakiro’dur…
ama gün sararınca sen umudun hatrına
bu gülistanın gülleri kızıllaşınca sen
ne olur
ne olur
yemyeşil yapraklı bir zakkum yetiştir bana…
10.10.2013
Fecri Polat
Aşk, ölüm, özlem, ayrılık, göç vb kavramları şiirine konu edinen şair, duygu ve düşüncelerini sağaltırken toplumsal gerçeklik çizgisinden taşırmamıştır şiirini hiçbir zaman. İçinde doğup büyüdüğü çorak coğrafyanın acıları, yoksunluğu ve yoksulluğu, baskı, zulüm dizelerinde sıkça rastladığımız hususlardır. Şair varoluşunu salt birey olmanın ötesinde farklı bir yörüngenin (toplumsal gerçeklik) sınırlarına kurmuştur. Her kelimesi farklı bir ses, her dizesi farklı bir biçim, her şiiri farklı bir yaşamdır...
Onun şiiri,
Tendürek'in asi yellerinden
Murat suyunun coşkunluğundan
Ağrı'nın heybetinden
senelik ayakkabılı, üç numara tıraşlı
esmer, yağız, hoyrat, asi çocukların çığlıklarından
ses alan bir nehir gibi akar
yürekten yüreğe...
Onu şiiri,
yüreğimizin bam teline düşen
sımsıcak bir köy türküsünün esrikliğidir...
Onun şiiri yaşamdır, sımsıcaktır,
hepimizden bir parça serpilmiştir içresine
damla damla, kar kar, usul usul...
12.10.2013
Nihat Altun
Şairin Soluğu: ''Hep Sonbahar Gibidir''
Bazen umutlarım solar, bir süre hiç kalem oynatamam. Sanırım bu üç beş kelam yazmayı başarabilen herkesin başına zaman zaman gelir. Sonra, öyle anlar olur ki; "kalk bre densiz" der. "Kalk uyuma zamanı değildir. Daha umudunu besleyecek çok şey var hayatta! Kalk da bir bak etrafına, ardınızdan gelenler neler yapıyorlar. Solmaya yüz tutmuş çiçeklere nasıl da can veriyorlar…"
Sonra başını kaldırırsın ve hiç uzaklara gitmene gerek yoktur. En yakınında yanı başında bir filiz yeşermiştir. Genç bir şairin soluğunu hemen ensende hissedersin ve dizeleri seni ürpertir, sana güven verir, geleceğin solmaz umutlarında…
Evet, işte bu hafta bana umut veren bir gelişme de, yeni bir soluk, genç bir şair olan "Kamuran Demir”in Sokak Kitapları Yayınları'ndan çıkan "Hep Sonbahar Gibidir" isimli şiir kitabı oldu. Genç şairimizin ilk kitabı. Fakat dizeleri, bu genç yeteneği sanki yıllardır okuyormuşsunuz hissini uyandırıyor insanda…
Hemen her anını şiir kadar güzel ve ince geçiren yetenekli bir arkadaşımız. Ben bir okuyucu olarak kendisinin şiirlerinden büyük haz duyduğumu belirtmek isterim. Fakat kendimi kitabı değerlendirecek kadar yetkin bulmadığımı da söylemeliyim. O nedenle kitabın değerlendirmesini şiir konusunda yetkili isimlere bırakıyor ve bu günü yazdığı kitabıyla güzel kılan sevgili Kamuran’ın bir şiiriyle bu güzel güne devam ediyorum:
Zakkum-1
çalınmış,
salınmış baharlardan geldim bu sevda karasına
……….ki alnım bir gül bohçasında……….
bir destmal
yayla kızlarının/
koyarlar gönlümün en onulmaz yarasına
kanar
durur
sonbahar…
çünkü ben/yağmur yağdığı zaman
titrek bir mum ışığı gibi aşkı anarım
çünkü ben/karlar eridiği anda
ırak bir yolcu ararım
ki hep
gider
gider… dönmek nedir bilmez!
ben
zakkum koklamışım heyhat
sevda zakkumudur
yaşam zakkumudur!
burnumda çocukluktan kalma bir türkü tüter
kim bilir söyleyeni
belki Şivano’dur
belki Dengbêj Şakiro’dur…
ama gün sararınca sen umudun hatrına
bu gülistanın gülleri kızıllaşınca sen
ne olur
ne olur
yemyeşil yapraklı bir zakkum yetiştir bana…
10.10.2013
Fecri Polat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder